Bugünlerde meşhur bir roman- Adam Fawer: Olasılıksız (Improbable)

Posted by kitaplog

“Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?”

Arkasında böyle yazan bir kitap Olasılıksız. Dahasını da yazmış, çok beğeneceksiniz, anlatmak isteyeceksiniz vs. Açıkçası kitabı bitirdikten sonra anlatmak istediğim kimse olmadı. Bloga eklemek dışında.

Neyse ilginç bir giriş oldu. Kısaca toparlayalım. “Olasılıksız” bir kitap. Adam Fawer tarfından yazılmış. Yazar 1970 doğumlu ve bu ilk romanı. Daha önce dikkatimi çekmemesine şaşırdığım kadar, ilk romanıyla bu kadar ilgi görmesine şaşırdım. Adam Fawer bana göre, Jean Christophe Grange ve Dan Brown tarzına yakın bir yazar. Bu da demek oluyor ki romanı aslında bir Hollywood macera filmi gibi. İşin içinde yakışıklı erkek, güzel kadın, kötü adamlar, adam dövme vs. patlamalar bolca var. Aksiyon da roman süresince düşmüyor. İşin teknik kısmına biraz girip bazı yerlerde basit matematik ve olasılık dersleri anlatmakta ama bunlar kitabın olmassa olmazları zaten.

Neticede ortaya iyi adamların kazandığı, kötü adamların kaybettiği, okuyanı inandıracak, ayrıntılar üstünde çok durulmamışsa da göze batmayan bir kitap çıkmış. Çabuk ama rahat okunduğu için uzun bir otobüs yolculuğu ya da tatilde yanınıza almayı değerlendirebileceğiniz bir kitap. Yazarın diğer kitaplarının da, bu kitapta yakaladığı formülü kullanması durumunda başarılı olacağına inanıyorum.

 

*****************************


2 Responses to “Bugünlerde meşhur bir roman- Adam Fawer: Olasılıksız (Improbable)”

  1. Olasiliksiz. Bu kitabi daha bu cumartesi bitirdim. Kitabin arka kapaginda “Bitirmek icin yarini, arkadaslariniza anlatmak icin bitirmeyi beklemiyeceksiniz!” yaziyor. Yalan söylemisler.

    Genel olarak yorumlamak gerekirse, kitabi “Güzel Kitap” listesine ekleyebilirim. Aralarda verdigi istatistik derleri, denildigi gibi arada bizi yorsa da, sonradan “bak böyle bisey de varmis” diyerek, gereksiz bilgiler haznenize bir yeni bilgi ekliyorsunuz.
    Kitabin sonlarina dogru OLASILIKSIZ gercekten sarmaya basliyor. Insan sonunun nasil olacagini merak ediyor acikcasi.

    Ve söylemem gerekir ki, kavga dövüs sevenler icin güzel bir kitap sayilabilir. Ama kitabi alirken, eger beklentileriniz Dan Brown tarzi bir kitap ise, pekte tatmin etmeyecegini söylemem gerekir…

  2. Günümüzde artık “güzel” kitap formülü: İlginç bir konu+karmakarışık bir kurgu+fantastik karakterler+son gaz aksiyon+aralarda bilgi bombardımanı+tahmin edilemeyen son’dan ibaret haline geldi.

    Küçümsediğimden değil. Yukarıdaki formülü yapmak zaten başlı başına zor, çok iyi örneklerini kendim de okudum, sevdim. Ama bir iki örnekten sonra insanın canı daha doyurucu bir kitap mı istiyor acaba? Çok daha sıradan konuların çok basit kurgularla çok derin karakterlerle işlenmiş hikayelerini okuyup, bariz bir son karşısında bile içimi çekmeyi; yıllar sonra bazen o karakterlerin kafamın içinden konuştuğunu duymayı özledim.

    Yine de Fawer da Brown ve Grange gibi yukarıdaki formülü başarıyla uygulamış görünüyor. Ancak genel konu son derece ilgi çekici olmasına karşın ne sürükleyici bir şekilde bilgi vermeyi başarıyor (Brown gibi), ne de karakterler o kadar tam (Grange gibi). Kitabın bana göre en başarılı unsuru, anlatımı; gerçek dünyadan (en azından bize göre) olasılıklara atladığı, o olasılıklardan düşüncelere geçtiği ve tekrar gerçeğe döndüğü sahneler – ki Fawer da bunu özellikle sonlara doğru sık sık yapmış – oldukça uzun kitabı sürükleyici hale getirmiş. Ne yazık ki aynı şeyi diyaloglar için söyleyemeyeceğim, kitabın en az ilgi çekici yerleri muhtemelen diyaloglardı ki çoğu kitapta bunun tersidir.

    Formüle sadık “başarılı” bir kitap okumak isterseniz tavsiye ederim, ancak sizi derinden etkilemesini beklemeyin.

Leave a Reply