Orkun Uçar: Habis Üçlemesi (Asi)
Orkun Uçar ismi 2002 yılında çıkan ve tabiri caizse ortalığı sallayan “Metal Fırtına” romanının yazarı olarak daha kolay hatırlanmakta. Buna rağmen bir süredir Orkun Uçar’ı takip eden bir okur olarak farklı bir yaklaşım sunacağım.
Orkun Uçar’ın ismini ilk “Xasiorg” sitesinde duyduğumda 2000’li yılların başıydı. Türkiye’de neredeyse hiç olmayan Türkçe Fantastik Kurgu üzerine kulüp olmuş bir oluşumdu Xasiorg. Hatırladığım kadarıyla kişilerin öykülerini, yazılarını, romanlarını gönderdiği, bunların değerlendirilip eleştirildiği ve paylaşıldığı ve hatta yayınevi olarak biraraya gelip birkaç kitap basma denemesinde bulundukları bir oluşumdu. Malesef çok başarılı şekilde sürmedi bu deneme. Ben de dahil pekçok kişi Türkçe Fantastik Kurgu’ya şüphe ile yaklaşmaktaydı.
Daha sonrasında Metal Fırtına ile ismi bir kez daha duyuldu Orkun Uçar’ın (Metal Fırtına hakkında daha sonra yazacağım). Burak Turna’yla birlikte yazdıkları kitap yayınlandığı dönemdeki politik ortamın da etkisiyle bir anda ortalığı karıştırdı. 2007 yılında olası bir Amerika – Türkiye savaşını anlatan romanın kanımca bazı eksiklikleri varsa da gözlemlerime göre şu açılardan işe yaradı:
- Tartışıl(a)mayan bazı konuların su üstüne çıkmasını ve tartışılmasını sağladı (politik bir site olmadığımız için bu kısmını geçiyorum)
- Orkun Uçar’a yazar olarak (ne kadar olduğu hakkında hiçbir fikrim yok) para ve isim kazandırdı
- Tanınırlığı artan Orkun Uçar’ın yayınevleri tarafından daha fazla ciddiye alınmasını sağladı, ki bence en büyük faydalarından birisi budur.
Hal böyle olunca daha önce ikincil iş ve hayal olarak başladığı yazarlığa tam zamanını ayırmaya başladı yazar. Yazdığı romanlar peş peşe gelmeye devam etti. Bunlar arasında kendi başına yazdığı Metal Fırtına’nın devam kitapları (üç tane) da bulunmaktadır.
Benim ise en çok ilgimi çekenlerden birisi Derzulya diye bilinen bir dünyada geçen “Habis Üçlemesi” olarak adlandırılan ve birinci kitabı “Asi” yayınlanmış olan seri oldu. Bizim dünyamızın yaklaşık 500 yıl sonrasındaki gelecekte “alternatif gerçeklik”te geçen Asi için bilim kurgu diyemeyiz. Fantastik Kurgu’ya yaklaştığı yerler oldukça fazla. Özellikle bir türe ait yapmak şartsa Fantastik Kurgu olarak değerlendirilebilir.
Ufak şeylere takılmadan devam edelim. Roman Derzulya’da geçiyor. Derzulya ise bazı yerleri bilinmeyen, genelde merkezi fakat küçük sayılabilecek şehirlerle dolu nüfusu çok yüksek olmayan bir kıta. Zaten romanın sonlarında açıkladığı gibi tüm dünyada tek bir kıta var o da Derzulya. Kötülüğün, zalimliğin, umutsuzluğun, korkunun ve karanlığın kol gezdiği bir dünya Derzulya. Masum olmanın bir anlam ifade etmediği, aşkların ve sevginin olmadığı, iyiye ve güzele dair herşeyin başkalarına örnek olacak şekilde yok edildiği kocaman bir umutsuzluk dünyası. Bu dünya içinde yalnız başına bir çeşit derviş hayatı yaşayan eski seri katil Sarp, konuşmayan küçük bir çocuk ve Derzulya’yı yöneten Kara Vaiz ilk dikkati çeken kişiler romanda.
Okudukça kurgusuyla ve özellikle orijinalliğiyle dikkatinizi çeken ve merakınızı uyandıran bir kitap Derzulya. Karakterlerin hikayelerini parça parça anlatmasıyla, dünyanın nasıl Derzulya’ya dönüştüğünden bahsetmesiyle, büyüleri ve diğer sürprizleriyle Türk Fantastik Kurgu edebiyatının ilk eserlerinden olmayı, dikkat çekmeyi ve kendini okutmayı başarıyor.
Orkun Uçar henüz serinin ikinci ve üçüncü romanını yayınlamamışsa da okuyucunun merak ve ilgisini toplamayı başarıyor. Kendisine edebiyat dünyamıza yaptığı katkılar için teşekkür etmek gerekir.
.
.
.
*****************************
- July 30th
ASI kitabini ilk elime aldigimda, öylesine okumayi planlamistim. Elimde baska bir kitap yoktu ve deli gibi biseyler okumak istiyordum. Cok basarili oldugunu, bu kadar ilgimi cekecegini hic düsünmemistim. Kitabi bir solukta bitirdim ve direk bilgisayarin basina gectim. Ikinci kitap yayinlandiysa direk alacaktim. Ama maalesef yayinlanmamisti, hala da yayinlanmadi (bildigim kadariyla). Bu kitabin tek kötü yani devaminin hala yayinlanmamis olmasidir. Baska bir sey kesinlikle düsünemiyorum.
Kavram olarak digerlerinden daha farkli bir yapisi var. Günümüzden yüzyillarca sonra gecmesi, okurken kafanizda ‘acaba’ ile baslayan soru cümleleri kurmanizi sagliyor. Arada bir günümüzden ufak alintilar yapilmis olmasi da bu tip düsünceleri körüklüyor. Ayrica günümüzle baglantili olmasi kendisinde diger FK larda gördügünüz seylerin olmamasini sagliyor. Cüceler, troller veya goblinler bu kitapta yok. Onun yerine cok daha farkli ve yaratici seyler ortaya cikarilmis. Mutlaka okuyun ve okurken bazi anlarda tüylerinizin diken diken olmasina hazir olun derim 🙂
Aslında belirtmeyi unuttuğum birşey var şimdi sen söyleyince aklıma geldi. Asi’de en önemli karakterlerden ve ırklardan birisi Türkler, böyle olunca insan ayrı bir heyecanla okuyor aslında.
Birinci kitabın sonlarında gerçekten heyecanlanmıştım.
Ayrıca ikinci kitap çıksın sana gönderirim merak etme 🙂
[…] “güzel romanlara” bir tanesini eklemiş durumda Orkun Uçar. Ellerine sağlık diyor, Asi‘nin ikinci kitabını hala beklediğimizi hatırlatmak istiyorum […]