Margaret Weis – Tracy Hickman: Ejderhamızrağı (Dragonlance) Serisi

Posted by kitaplog

Forgotten Realms dünyası ve Faerun kitapları yavaş yavaş New York Times en çok satanlar listesine girmeye başladığı zamanlardan bahsedeceğim şimdi. O dönemde, özellikle Faerun fantastik kurgu dünyasında kahramanlar gerçekten kahramandı. Asarlar, keserler, en güçlü büyüleri yaparlar, en kötü “kötü adamları” çat çut diye çevire çevire döverlerdi. Bu açıdan bakınca okuyucuların peşpeşe gelen bu tip romanlardan ve kahramanlardan farkında olmadan bile olsa rahatsız olduklarını “Ejderhamızhağı (Dragonlance)” serisine verdikleri tepkiden anlıyoruz. Bütün bunlardan bahsederken Dragonlance dünyasını ortaya çıkarmayı başardıkları için Tracy Hickman ve Margaret Weis’e ayrıca teşekkür edeyim bir kez daha. İleri onlar hakkında başka yazıların olacağı kesin.

 

 

 

Dragonlance dünyası (Krynn) pekçok açıdan Faerun’dan farklı: Tanrı sayısı çok daha az, tarihi çok daha karışık, kahramanlar sürekli hata yapan dangalaklardan oluşmakta (serinin ilk kahramanlarından bahsediyorum ve Raistlin’i ayrı tutuyorum), ve elfler Faerun’daki gibi üst seviye yaratıklar değiller, aksine pekçok hata yapan, ırk olarak yabancılara düşman, zeka olsa da o zekayı yönetecek bilgeliklerden yoksunlar vesaire vesaire. Ayrıca Krynn dünyasında bazen insana saçbaş yoldursa da çok orjinal bir ırk daha var: Hobbitlere, halflinglere çok benzeyen ama gene de onlardan ayrılan bir ırk bu: Sürekli çalan ama asla hırsızlık niyetinde olmayan, korku nedir bilmeyen (böyle bir duygu hissedemiyorlar), eğlenceli ve yaramaz ve bir çocuğa benzeyen “kender” ırkı ve onun en büyük temsilcisi Tasslehoff Burrfoot.

 

 

Böyle bir dünyada, ortada Tanrı’ların olmadığı bir dönemde büyücü olmayı başarmış ve sınavını geçmiş Raistlin ve arkadaşlarının hikayesiyle başlar Dragonlance dünyası. Romanlar o derece tutulur ki bu dünya ile ilgi daha sonra yaklaşık 200 roman daha yazılır. Tracy Hickman ve Margaret Weis başlattıkları bu dünya ve bu dünyada olanlar okuyucuların, ben de dahil, oldukça ilgisini çeker. Kimi yerde kahramanların yaptıkları saç baş yoldurur. Gerçi bu da normal, ilk çıkan üçlemenin kahramlarına bir bakalım isterseniz:

Tanis Half-Elven

Sürekli depresyonda, neredeyse hayatının tamamında aşağılanmış bir half-elf savaşçı. Elf ve insan tarafı sürekli çatışmada. Başına gelebilecek güzel şeyleri berbat edebilmek gibi bir becerisi var. Yarı-elf olduğu anlaşılmasın diye uzun saç ve sakal ile dolaşmayı tercih ediyor.

 

 

Laurana

Tanis’e aşık, yaşı henüz 18 olmuş (elf standartlarında) kendini dünyanın merkezi sanan elf kızı.

Flint Fireforge

Seride ilk ölen kahraman. Sürekli “ah dizlerim” diyerek şikayet etmesi dışında pek dikkat çekici tarafı yok.

Sturm Brightblade

Seride başlarda ölenlerden. Her kitapta gerekli, hayatını kendi prensipleri ve kurallarıyla yaşamaya çalışan bir şövalye. İşin ironik tarafı ortada olan şövalyelik kurumu dolandırıclar ya da aptallardan kurulu.

Goldmoon ve Riverwind

Yaban ellerden gelme (barbar yani) reisin kızı ve kabilenin yakışıklı ama fakir delikanlısı. Romanlarda olayları bu ikisi başlatır.

 

 

Caramon Majere

Biraz aptal, aşırı güçlü, hayatını kardeşine adamış bir savaşçı.

Raistlin Majere

En güzelini en sona sakladım. Serideki en orijinal karakter. Aslında okuduğum fantastik kurgu romanlardaki en iyi düşünülmüş karakterlerden birisi aynı zamanda. Büyücü, üstelik büyük bir gücü var. Buna karşılık bedeni çok güçsüz. Kardeşi Caramon her daim yanında ve yardımcısı. Raistlin için şunu söylemek mümkündür: “Dragonlance serisi Raistlin’in çevresine yazılmıştır.”

 

 

O kadar şeyden bahsettim, en önemlisini unuttum: Ejderhalar. Dragonlance romanları ejderhalarla alakalı. İyi ve kötü ejderhalar, ejderha yumurtalarından üretilmiş olan ejderanlar (draconian, ejderha kökenli insansı vücutlu yaratıklar), tanrılar arasında geçen savaşları anlatmakta bu romanlar. İçlerinde bolca büyü, bolca hata yapan kahraman da var ayrıca.

Hal böyle olunca ortaya 200den fazla kitap çıkmış durumda Dragonlance dünyası için. Hepsi iyidir demek doğru olmaz, ama ilk çıkan üçleme muhakkak okunmalıdır.

.

.

.

***


10 Responses to “Margaret Weis – Tracy Hickman: Ejderhamızrağı (Dragonlance) Serisi”

  1. Sen bu konu üzerine bir yazi yazmistim yanilmiyorsam…

    ‘Etrafinda dünya yaratilan karakter: Raistlin Majere’ basligiyla…

  2. El cevap:

    Evet yazmisim, iste link’i:
    /2008/07/22/etrafinda-dunya-yaratilan-karakter-raistlin-majere/

  3. Sen bu kitapları okuduğuna eminmisin?
    Okuduysanda pek bişey anlamamış gibisin.

  4. Merhaba Asim,

    Valla merak ettim bu yorumunun sebebini. Bence oldukca iyi bir yorum olmus. Neden böyle bir cümle kurdugunu anlamadim.


    Sen bu kitapları okuduğuna eminmisin?
    Okuduysanda pek bişey anlamamış gibisin.

    Bu yüzden bende senin anlayisini sormak istiyorum. Nedir???

    Istersen bu siteye yorum olarak yazabilirsin, farkli görüslere her zaman acik ne de olsa 🙂

    Selamlar,
    Mustafa

  5. “Sürekli “ah dizlerim” diyerek şikayet etmesi dışında pek dikkat çekici tarafı yok.”

    tamamen terbiyesizlik.soulforged okumadın mı arkadaşım,allah allah ya.

    ” Başına gelebilecek güzel şeyleri berbat edebilmek gibi bir becerisi var.” Bu da Tanis’miş,peh.

    Raistlin hayranı olan 15 yaşındaki bir yarı-ergen olmadığına emin misin sen,normal düzeylerde bir insan bu karakterleri bu kadar gereksiz yere aşağılayamaz çünkü.

  6. Hocam,

    Once yazinin tamamini bir oku istersen. Kelimelere goz gezdirmekten bahsetmiyorum, arada bir cumleye takilmaktan hic bahsetmiyorum; okuyup anlamaktan bahsediyorum. Gayet guzel ve pozitif bir yazi var ortada Dragonlance hakkinda.

    Raistlin ve Dragonlance dunyasi arasindaki iliski icinse sunu dusunuyorum: Dragonlance hikayeleri aslinda Raistlin’i anlatir, gerisi sadece arka plandir. Bu benim Raistlin’e hayran olmami gerektirmiyor, Isin temelinde Weis ve Hickman ortaya cikardigi oldukca orijinal, sonradan suyu cikarilmis, ilgi goren karakter on plana alinmis romanlar var neticede. Daha fazlasi degil.

    Bundan farkli sekilde dusunuyorsan, yaz bir yazi, yayinlansin. Istiyorsan bir hesap acalim istedigin kitap hakkinda yaz.

  7. dusuncelerini belirtiyor iste adam, elestiri diyoruz biz buna.

    raistlin disinda hic bir karakteri iyi incelememissin.. karakter tanitimlarinda tass’dan bahsetmemissin bile ki kendisi 5th age’in basli basina baslama sebebi 🙂

    hele ki flint gibi orjinal bi karakter icin yaptigin yorum rezaletten ote degil.

    dunya raist uzerine kurulu olsa da tum karakterler onun kaderini bir yada birden fazla bir sekilde etkiliyor.

    onyargili bir izlenim olmus.

    sevgiler.

  8. Selam cursed,

    Gercekten de Tass yok yazida. Benim acimdan buyuk unutkanlik. Aslinda Tass icin ayri bir yer ayirip yazmak daha mantikli olabilir. Flint icin goruslerimde kararliyim. Cok etkili bir karakter degil. Maceranin baslarinda aramizdan ayrildigi icin pek bir etkisi veya faydasi olmadi. Belki biraz hafifleterek yazmis olabilirim ama Sturm ve Flint’in etkilerinin cok daha az oldugunu dusunuyorum diger karakterlere gore.

    -Rahim

  9. flint hakkında söylediklerin beni resmen şaşırtmanın ötesine taşıdı.dizinin ağrısından şikayet etmesi midir onu özel kılan?sanırım kharas ın çekicinin bulunmasını unutuyorsun.ya da belki okumamışsındır.özellikle de tanis e yazdıkların bence fazlasıyla kötümser.sen kendini raistline adamışsın ve ondan başka bi karakter görmüyorsun sanırım.
    daha da üzücü olanı STURM!
    Sturm,şövalyelik tarihinde bir kahramanken-yoldaşlar için de öyle- etkisinin az olduğunu söylemek…bilmiyorum,bana kalırsa fazla raistlinci bir yazı olmuş.
    ha,bu raistline hayran olmadığım anlamına gelmez ama.

  10. Selamlar.

    Size dragonlance ile ilgili yazdigim diger yaziyi da link olarak gostermek isityorum. Gerci bu yazi, daha ziyade raistlin hakkinda yazilmis olsa da dragonlance hakkinda da pek cok sey soylemekte:

    /tag/dragonlance/

Leave a Reply