Maeve Binchy: İtalyanca Aşk Başkadır
Maeve Binchy ismini ilk olarak nasıl duyduğumu da hatırlamıyorum, bu kitabı neden aldığımı da hatırlamıyorum. Kitapla ilişkin başlangıçtaki anılarım arasında puslu birşekilde bir yaz tatili için geldiğim İstanbul’da, İstiklal Caddesindeki Megavizyon’dan aldığım, sonra uzun süre okumak için fırsat gelmediği, peşinden ise okuduğumda oldukça beğendiğim var.
Kitap Maeve Binchy’nin ilk kitabı mıdır bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla Doğan Yayınları tarafından Türkçe yayımlanan ilk kitabı. Daha sonra diğer Türkçeye çevrilen romanlarında “İtalyanca Aşk Başkadır kitabının yazarı” ibaresini de gördüğümü hatırlıyorum.
Kitaba dönecek olursak eğer kitap öncelikli olarak 70’lerin sonlarındaki İrlanda ile 90’ların sonlarındaki İrlanda’yı anlatıyor. Maeve Binchy birçok kitabında bunu yapıyor zaten. İrlanda’nın, özellikle Dublin’in 70’li yıllarında geçen, merkezinde orta halli insanların olduğu bir hikayeye başlıyor aradan zaman geçiyor ve sonrasında 90’larda gelişip toparlıyor hikayeyi. O açıdan bakınca 70’lerde ülkesinden ayrılıp İtalya’ya giden 90’larda geri dönen ve hayatını bir düzene sokmaya çalışan kadının hikayesini anlatıyor roman. Bir İtalyanca kursu açıyor kahramınımız ve sonra romandaki diğer karakterler ortaya çıkmaya başlıyor.
Bu noktada benim oldukça beğendiğim bir yöntem uyguluyor Binchy. Kitabın her bölümünde bir karakterin hikayesini ve kursla ilişkisini, geçmişini, bugünü, kursun hayatındaki etkisini ve kurstaki diğer karakterlerle ilişkilerini anlatıyor. Böyle olunca aslında birşekilde birbirleriyle bağlantılı karakterlerin hikayelerini çok güzel birleştiriyor yazar. Bu romandaki ön plandaki karakterler yazarın sonraki kitaplarının bazılarında arka plan karakterleri olarak ortaya çıkıp okuyucuyu sevindirebiliyor. Bu aynı sevdiğiniz bir dizi film başrol oyuncusunu başka bir dizide figüran olarak görmeye benziyor.
Kitapta beni etkileyen diğer birşey de yazarın geçmişi anlatması oldu. Açıkçası yazarın tanımlamayı başardığı 70’lerin ve 80’lerin Dublin’i soğuk, ıssız, siyah beyaz ve can sıkıcı bir kent olarak aklımda çok belirgin olarak oluştu. Aynı şekilde günümüzün modern Dublin’ini de gerek karakterlerin şaşırmalarıyla, gerek kendi tasvirleriyle oldukça iyi şekilde anlatmış yazar.
Unutmuş olmak istemem, roman aynı zamanda içinde birden fazla aşk hikayesini de içermekte. Yaz tatillerinde veya yolculuklarda keyifle okunabilecek bir kitap.
.
.
.
***
- December 22nd
“…O açıdan bakınca 70′lerde ülkesinden ayrılıp İtalya’ya giden 90′larda geri dönen ve hayatını bir düzene sokmaya çalışan kadının hikayesini anlatıyor roman.”
Bu cümleyi, kitabın bana göre en etkileyici bölümü olması açısından açmak isterim;
Kursun hocası olan kadın, İtalya’ya daha önce İrlanda’da tanışıp sevdiği bir adamın peşinden gider. Üstelik adamın orada sözlüsü ve akrabası olan bir kadınla evleneceğini bile bile. Peşinden geldiğini gören kadına kızar adam, ‘buraya gelip hayatımı mahvetmeye hakkın yok’ der, ama kadın umursamaz, öyle bir niyeti yoktur zaten. Tek istediği sevdiği adamın yakınında olmaktır. Nitekim adamın hayatına hiç karışmadan uzaktan izler, zaman zaman sevdiği adamın yanına geldiği gecelerde teselli bulur. 20 yıldan fazla bir zaman böylece akıp gider. Sonunda -yanlış hatırlamıyorsam- adam bir trafik kazasında ölür ve kadın yine de orada kalmak istemesine rağmen adamın dul kalan karısının ‘lütfen artık git’ ricası üzerine memleketine döner.
Bir insanı dibine kadar sevmek böyle birşey olsa gerek.
Kaç kadın ya da erkek herşeyi geride bırakıp sevdiğinin peşinden gidebilir?
Çok kişinin bu soruya ‘ben, ben!!!’ diye cevap verdiğini duyar gibiyim 😉
Peki kaç insan diğerini ondan hiçbir şey istemeden, hayatına müdahale etmeden sevebilir? İşte roman kahramanımızın aşkını farklı kılan, onun aşkını ‘İtalyanca’ yapan da budur.
‘Yeter ki gel bana, senede bir gün’ diyenlerdenseniz, bu romanı siz de seveceksiniz
Dipnot: Orjinal adı “Evening Class” olan bu romanı “İtalyanca Aşk Başkadır” şeklinde çeviren kişiyi tebrik ederim, iyi iş çıkarmış.
Aslında kitap yabancısı olduğumuz farklı birşeyi anlatmıyor ama iyi işlenmiş bir konu örgüsü var. İlk yüz sayfada kendime bu kitabı neden aldım ki diye sorduğumu hatırlıyorum. Kıtapların yarım kalmasından hiç hoşlanmam. Neyseki yine de okunabilir kılan yönleri vardı.
İsim bulma konusunda gayet uzmanız. Ne alaka dedirten cinsten
kitaplog.net | Maeve Binchy: İtalyanca Aşk Başkadır great article thank you.