Elif ŞAFAK – Araf
KONUK OKUR: MUSTAFA ÇETİNEL
“Kim gerçek yabancı – bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi, yoksa kendi ülkesinde yabancı hayatı sürüp, ait olacak başka bir yeri de olmayan mı? İsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir – bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer – ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamanın birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır.”
Araf kitabinin arkasinda bu sekilde yazilidir. Bunu okuduktan sonra, kitap ilginizi ceker ve okumaya baslamak icin elinize alirsiniz. En azindan benim basima gelen budur. Üniversite 2. siniftayken, arkadasimin evinde ödevlerden birisiyle ugrasirken, kendine hazirlamis oldugu kitapliktan bu kitap ilgimi cekti. Onun da övgü dolu sözleri üzerine ödünc alarak okumaya karar verdim.
Araf’in anlamina baktigimda karsima cikan cümle ‘İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yer.’ seklindedir. Diger bir aciklayisla, cennet ile cehennem arasindaki büyük duvardir. Sevap ve günahlari esit olan kisiler buraya konur ve iki tarafa da gecemezler. Yani kisaca iki tarafa da ait olamazlar. Elif Safak kitabinda bunu günümüz dünyasina yansitmistir. Yabanci bir ülkede yasayan insanlarin bir yere ait olamama duygusu ve kendi ülkesinde psikolojik olarak bir yere ait olamama duygusunu iceren kisileri bu kitapta bir araya getirmis ve orataya böyle bir roman cikarmistir.
Kitabin okunmasi gerektigini belirtmem gerekiyor. Özellikle yurtdisinda yasayan kisilerin kitabi okuduklarinda, kendilerinden bir parcayi icinde bulacaklarina eminim. Elif Safak’in anlatim tarzinin da bu kitapta degismemis oldugunu belirtmem de gerekiyor.
- January 12th
Leave a Reply