Posted by kitaplog

 

2004 yılında ortalığa güm diye düşen ve Türkiye’de politik kurgu türünün ilk örneklerinden biri olan bir kitapla devam edelim. Bu kitabın bir diğer özelliği de iki yazar tarafından yazılmış olması. Türkçe romanları takip edenlerin de farkında olduğu gibi iki yazarlı romana rastlamak daha da zor. İsimlerini de verelim: Orkun Uçar ve Burak Turna. Orkun Uçar’ı Türkçe fantastik kurgu roman çalışmalarından veya Xasiorg isimli web sitesi ve oluşumdan hatırlayanların çıkacağını düşünüyorum.

 

 

2004 yılında yazılan kitap çok yakın geçmiş olan 2007 yılında geçiyor. Kuzey Irak’taki olaylarla birlikte Amerika’nın Türkiye’ye saldırmasını ve işgal etmesini anlatıyor kitap. Daha önce hiç girilmemiş bir konuya bodoslama girmesiyle, girişinin zamanlamasıyla çok ilgi çektiğini ve hemen çok satanlar listelerinin en tepelerine yerleştiğini oldukça net hatırlıyorum. Aynı zamanda hemen her çevreden pek çok insan tarafından gerek konusu, gerek üslubu gerekse başka yönleriyle acımasızca eleştirilen, kimileri tarafından yerden yere vurulan kimileri tarafından sahtecilikle vurgulanırken bazılarının da överek göklere yükselttiği bir kült kitaba dönüştü. Ayrıca o dönemde ön plana çıkmaya başlayan Amerikan karşıtlığını kullanarak satışlarını arttırdığını iddia edenler de oldu.

 

Kitapla ilgili söylenecekler çok. Yazılacaklar da çok. İlgimi ve dikkatimi çekenleri toparlamaya çalışarak devam edeyim: Kitap öncelikle konusuyla çok ilgimi çekti. Yıllardır dost olarak heryerde tanıtılan bir ülkenin saldıracağını öngören bir kitap kimin olsa ilgisini çekmesi gerekir bana sorarsanız. Kitabı okurken de, yazarların ilk kitabı olmasından, konusunun ilginçliğinden hareketle kitaptaki bazı kurgu hatalarını, bazı noktaların açık bırakılmasını veya az açıklanmasını göz ardı ettim. Çok rahat okunabilen bir kitap olması, dilinin sade olması da bana göre kitabın artılarından. Bunun dışında kitapta söz edilen, zaten hemen herkesin “kesin vardır abi” diyerek geyiğini yaptıklarıyla ilişkili ve benzer olması da kitabın ilginçliğini arttırıyor bana kalırsa. Ayrıca kitabın içinde yer alan kahramanlık hikayelerinin gururumu okşadığını da itiraf etmeden geçemeyeceğim.

 

 

İlkinden sonra kitabın yazarları iki ayrı Metal Fırtına serisiyle devam edip serileri üçleme haline dönüştürdüler. Yani toplamda ortada 5 tane Metal Fırtına kitabı bulunuyor.

 

 

Farklı bir kitap okumak isteyenler için okunması gerekenler listesinde olması gereken bir kitap.