Robert Jordan – The Eye of the World

Posted by kitaplog

Şimdiye kadar hep ertelediğim, bir yandan nasıl anlatacağımı düşündüğüm bir yandan da kitabı açık etmeden ve özetlemeden, insanların okuma şevkini kırmadan yazıyı nasıl toparlarım diye kafa patlattığım bir konuda, “The Wheel of Time (Zaman Çarkı)” serisi hakkında yazmaya başlama kararı aldım. Aslında düşüncelerimde eksik olan nokta şuydu: Romanlar o kadar güzel, ayrıntıları o kadar iyi ki, özetlemeye çalışsam bile gene de okumak gerekiyor gerçekten bu kitapların değerini anlamak için. Ayrıca uzun romanlar olduğu için kitaplog yazılarıyla özetlemek gibi bir problem bile olmaz. Bu nedenle başladım sonunda bu seriye. İlk kitap da, aynı zamanda serinin ilk kitabı olan “The Eye of The World (Dünyanın Gözü)”. Zaman Çarkı ve Robert Jordan ile ilgili daha önce yazdığım yazılara şuradan ulaşabilirsiniz: Birinci yazı ve ikinci yazı.

eyeoftheworld1

Kitabı anlatmaya dönersek bu kitapta daha sonra sayıları iyice artacak karakterlerimizin bir kısmı ile tanışmaya başlıyoruz. One Power olarak adlandırılan büyülü gücün dişil kısmını kullanan kadınların oluşturmuş olduğu Aes Sedai Moiraine Damodred ve onun koruyucusu olan, çok iyi bir savaşçı ve aynı zamanda ülkesiz bir kral olan Lan Mandragoran iki etkili karakter. Kitap Two Rivers bölgesinde başlıyor. Bu bölge aslında kendi halinde küçük bir köy ve bu köyden roman boyunca bütün dünyayı etkileyecek olan olayların ve romanın ana kahramanları ortaya çıkıyor. Rand al’Tor, ki aynı zamanda “The Dragon Reborn” ve en yakın iki arkadaşı Perrin Aybara ve Matrim Cauthon, Rand’ın çocukluk aşkı  Egwene al’Vere, köyün şifacısı ve bilge kadını Nynaeve al’Meara bu listede en ön plandalar.

eyeoftheworld4

Köylerine ve aslında kendilerine karşı yapılan bir saldırı sonucunda güçlerini kullanmasından Aes Sedai olduğunu öğrendikleri Moiraine ile birlikte hayatlarını kurtarmak ve bütün bunlara cevap ve çözüm bulmak için başladıkları yolculuk esnasında kahramanların başlarına pek çok şey gelecek ki bunu serinin bütün romanları için söylemek gerekir. Yaşadıklarıyla karakterleri bir yandan şekillenmeye başlarken bir yandan da güçlerinin ve özelliklerinin farklarına varmaya başlayacaklar. Romanla birlikte dünyayı ve ülkelerini, önde gelen politikacıları ve dünyadaki durumu da öğrenmeye başlıyoruz. Roman içinde yer yer daha yıllarca önce olmuş olaylar da aktarılarak romandaki dünyanın gerçekçiliği çok güzel bir şekilde pekiştiriliyor. Açıkçası bu kadar yazınca benim de bir kez daha romanı okuyasım geldi onu da itiraf edeyim 🙂

Harika bir maceraya başlamak isterseniz tam zamanı.

eyeoftheworld2 

 

dip not: Robert Jordan’ın Zaman Çarkı serisinin de çizgi romanı var.


One Response to “Robert Jordan – The Eye of the World”

  1. yazının başında yer alan cümlelerine şunu eklemek isterim ki, kitap okumak yalnızca bir takım olaylar zincirini takip etmek değildir. öyle olsaydı televizyondaki diziler ve sinema filmleri bize kafi gelirdi. kitap okurken, yazarın yaptığı tasvirleri her birimiz kendi zihnimizde şekillendirir, olaylar zincirini kendi yaşantılarımıza göre yorumlar, karakterlerden kendimize benzeyenleri ya da özendiklerimizi daha çok kahramanlaştırır ve sonunda bir bütün olarak kitabın iyi mi kötü mü olduğuna, okumaya değip değmediğine kendi beğenilerimize göre karar veririz. romanların bir de yazarının üslubundan kaynaklanan edebi yönü vardır ki onları özgün sanat eserleri yapar; kimse kendini yazarın yerine koyup da olayları onun ağzından anlatamaz. özetlemek için ne kadar çabalasa da kitabın yazarı kadar etkili olamaz.
    dolayısıyla burada, okunan kitapların içeriğinden bahsetmenin keyif kaçırıcı ya da okuma şevkini kırıcı olabileceğini düşünmüyorum. okuduğumuz kitabın konusunu özetlemek, kitabın etkilendiğimiz bölümlerinden alıntılar yapmak, olumlu ya da olumsuz eleştirdiğimiz yönlerini aktarmak siteyi daha da zenginleştiriyor.

Leave a Reply