Alphonse de Lamartine – Osmanlı Tarihi
MUSTAFA ÇETİNEL
Merhabalar Arkadaşlar,
Almanya’da doğup büyümüş olan Türk arkadaşlarımdan genel olarak aldığım bir tepki üzerine bir anımı anlatmak istiyorum. Bu tepki, Türk tarihini tam olarak bilmemeleri, ve öğrenmek istemeleri üzerine…
Burada doğup büyümüş olan bir arkadaşım, bana bu durumundan bahsetti aylar önce. Bende Frankfurt’taki Uluslararası Kitap Fuarı’na gittiğimde, Namık Kemal’in yazmış olduğu Osmanlı Tarihi isimli eseri yayınlamış olan yayınevi ile bu konuyu konuşmaya karar verdim.
Namık Kemal’in yazmış olduğu kitap bu arkadaşım için iyi sayılmazdı. Çünkü kitap, ansiklopedi kitabı şeklinde yazılmış ve tamamen sıkıcı bir kitap olacaktı onun için. Bana Alphonso de Lamartine isimli, 1800’lü yılların sonunda yaşamış, ayrıca bir dönem Dışişleri Bakanlığı da yapmış Fransız yazarın Osmanlı Tarihi isimli kitabını önerdi.
Gel zaman git zaman bu kitabı unuttuk, ben de, arkadaşım da… Sonradan bu arkadaşımın doğum günü gelince, bu kitabın hoş bir hediye olabileceğine karar verdim ve araştırmalarım sonunda bulup, aldım bu kitabı.
Doğum gününden 2-3 gün öncesinden almış olduğum için, biraz okumaya karar verdim. Ve inanır misiniz bilmem ama, bu zamanda, ansiklopedi gibi kalın olan kitabın, 100 sayfasını soluksuz okudum. Çok harika bir üslupla, sanki hikaye anlatırmış gibi yazmış bu kitabı yazar.
O yüzden burada bahsetmek istedim. Eğer ilginizi Türk Tarihi’nın yaklaşık 600 yılını kapsamış olan imparatorluğun tarihini sıkılmadan okumak, buyurun bu kitabı alın…
Alphonso de Lamartine – Osmanlı Tarihi
Kitabin arka kapak yazisini da eklemek istiyorum buraya;
“Bir millet felakete uğradığında veya adaletsiz bir durumla karşı karşıya kaldığında onun yardımına koşmak ve ona adil davranmak gerekir. Gelecek nesillerin, zayıfları korumayı, ezilenlerin öcünü almayı kendilerine görev sayacaklarına inanıyorum. Milletler, tarihleri boyunca, çoğu kez cezalandırıldıkları gibi, bazı durumlarda da öçlerinin alındığını ve haklarının teslim edildiğini görürler.
Bu sözlerimin bir örneği Türklerdir. Onlar gün olmuş, adlarının ve ırklarının yok olma tehlikesiyle karşılaşmışlardır. Ancak, Türkler derin uykularından sıçrayarak uyanmasını bilmişlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk kanında canlanacağını ve sonsuza kadar yaşayacağını dünyaya ispat etmek için canını dişine takarak savaşmışlardır. Bugün de onurlarım korumak için çarpışmaktadırlar.
Batı, hiçbir zaman bu kadar ileri görüşlü ve olgun olmamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, özgür Avrupa’nın bir güvencesidir.
“Ölü sanılan bir toplumda, canlı bir millet yaşadığını gördüğümüz için kendimizi kutlayalım ve Türklerin tekrar dirilmeleri onuruna ya tarih yazalım, ya da bizim mezar taşımıza ithaf…”
Alphonse de Lamartine
.
- July 14th
Leave a Reply