Posted by kitaplog
RAHİM ÇETİNEL
Tom Robbins okumaktan en keyif aldığım yazarlardan birisi. Kitaplarını yazarken bir araya getirdiği her cümle en güzel taşların birbiri ardına dizildiği göz kamaştırıcı mücevherlere benziyor. Hal böyle olunca şimdiye kadar üç kitabını okuduğum bu harikulade yazarı geciktirmenin sebebini kendime bile açıklamak güç ama yazacak ve okuyacak o kadar çok kitap var ki bazen umutsuzluğa kapılıyorum.
Daha önce okuduğum iki romanında da günümüz dünyasını mistik öğelerle ve az bilinen, edebiyat dünyasında pek anılmayan tanrılarla ve onların hikayeleriyle süsleyen Robbins Villa Meçhul’de Tanuki olarak bilinen Japon tanrısına ve uzak doğuya el atmış.
Temelinde Tanuki’nin maceralarını inceliyor gibi görünen roman Vietnam savaşından ’60’lardaki olaylara, sirklerden uzak doğunun gizemli dünyasına giren bir hikayede bir yandan parça parça Villa Meçhul olarak bilinen evin ve onun arkasındaki hikayenin temellerini anlatıyor, diğer yandan ironik üslubu ile iki kişinin sevdiği ama ikisine de yar olmayan gizemli tanuki eğitmenini hikayesine katıyor, bütün bunları kayıp üç Amerikan askerine ve sonrasında da 11 Eylül olaylarına kadar bağlamayı başarıyor.
Hepsini de çok rahat okunabilen, cümleleri güzel bir şekerleme ya da çikolata gibi uzun uzun ve keyifle tadılabilecek bir kitap ortaya çıkarıyor. Tanrılara ve dinlere yaptığı göndermeleriyle, insanların ve insanlığın aptallığıyla inceden geçtiği dalgayla ortaya Tom Robbins okuyucularını hiç hayal kırıklığına uğratmayacak bir kitap çıkıyor.
Tom Robbins okumaktan en keyif aldığım yazarlardan birisi. Kitaplarını yazarken bir araya getirdiği her cümle en güzel taşların birbiri ardına dizildiği göz kamaştırıcı mücevherlere benziyor. Hal böyle olunca şimdiye kadar üç kitabını okuduğum bu harikulade yazarı geciktirmenin sebebini kendime bile açıklamak güç ama yazacak ve okuyacak o kadar çok kitap var ki bazen umutsuzluğa kapılıyorum.
Daha önce okuduğum iki romanında da günümüz dünyasını mistik öğelerle ve az bilinen, edebiyat dünyasında pek anılmayan tanrılarla ve onların hikayeleriyle süsleyen Robbins Villa Meçhul’de Tanuki olarak bilinen Japon tanrısına ve uzak doğuya el atmış.
Temelinde Tanuki’nin maceralarını inceliyor gibi görünen roman Vietnam savaşından ’60’lardaki olaylara, sirklerden uzak doğunun gizemli dünyasına giren bir hikayede bir yandan parça parça Villa Meçhul olarak bilinen evin ve onun arkasındaki hikayenin temellerini anlatıyor, diğer yandan ironik üslubu ile iki kişinin sevdiği ama ikisine de yar olmayan gizemli tanuki eğitmenini hikayesine katıyor, bütün bunları kayıp üç Amerikan askerine ve sonrasında da 11 Eylül olaylarına kadar bağlamayı başarıyor.
Hepsini de çok rahat okunabilen, cümleleri güzel bir şekerleme ya da çikolata gibi uzun uzun ve keyifle tadılabilecek bir kitap ortaya çıkarıyor. Tanrılara ve dinlere yaptığı göndermeleriyle, insanların ve insanlığın aptallığıyla inceden geçtiği dalgayla ortaya Tom Robbins okuyucularını hiç hayal kırıklığına uğratmayacak bir kitap çıkıyor.
.
Leave a Reply