Elif Şafak – Pinhan
Elife Büyükçolpan
“ Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. Çirkindir ya tırtıl, gönlünü çelmez. Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan, kelebeği bulursun karşında. Güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar. Lakin gönül gözünle görürsen eğer kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın”.
Yazarın ilk romanı olmasına rağmen çok başarılı bir iş çıkarmış. Yazarın bu kitabı yazdığında 25 yaşında olması, dili kullanma becerisi açısından beni çok şaşırttı. Yine etkili bir tasavvuf masalı. Kitaba ilk başladığınızda birbirinden bağımsız gibi görünen bir sürü olay kitabın sonunda o kadar güzel bir şekilde birleşiyor ki, yazarın kurgu kabiliyetine hayran olmamak elde değil.
Kitabın dili daha önce bu tarz kitap okumayanlara ağır gelebilir. Kitap tarz ve dil olarak , biraz İskender Pala’nın Katre-i Matem’i ni, biraz İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası’nı andırıyor. Çok fazla Farsça ve Arabça kelimeler kullanılmış ancak kitap öyle bir hayal dünyasına sokuyor ki sizi, bir de bakmışsınız Pinhan’ın kendine yapmış olduğu yolculuğa kaptırmışsınız kendinizi, her sayfada onunla beraber bir damla daha arındığınızı hissediyorsunuz.
“İsimler büyülüdür. Sade büyülü mü, isimler hem de büyücüdür. Bir isimle ol ismi taşıyan, evvela hemnam; bir zaman sonra hemsıfat ve hemmeşrep; derken hemdil, hemkadeh ve hemsohbet; en nihayetinde de hem sefer oluverirler. Sefer vakti kapıya dayandığında, yolcu yolunda, hancı hanında gerektir.”
Gönlün nereyi gösterirse o yöne git diyen Durribaba’nın türbesine attığı adımla çıktığı yolculuğun hikayesidir Pinhan. Ağaçtaki çocuktan Pinhan’a dönüşenin ve, Akrep Arif ‘ten Nakş-ı Nigar’a dönüşen mahallenin hikayesidir.
Yine batıl inançlar, efsaneler,mahalleler, koca karılar, hayal gücü, sufilik, hepsi bir arada. Elif Şafak’ın hemen hemen bütün kitaplarını okudum ve en çok beğendiğim kitabı oldu diyebilirim. Elif Şafak ve bu tarz romanlar sevenlere tavsiye ederim.
” Periden güzel huriden müstesna
Sebebi envai bela türlü cefa
Yedi düvel çehrene müptela
Ben garip aşık-i şeyda iken
Terk-i can etmen reva mı bana
Bi-vefa, bi-vefa, bi-vefa…”
- August 19th
Leave a Reply